Eylül Görmüş ve Tuğçe Arslan Üçer, yeni bölümde “aşk” sohbetinin doğurduğu zehirli çocuğu, kıskançlığı konuşuyor. Temel sorumuz şu: kıskançlık bir sevme edimi midir yoksa bir tahakküm mekanizması mı? Kıskançlığı imrenmeden ve hasetten nasıl ayırmalı; o kuşatıcı, yönetilemez, gerçeklikle ilişkimizi bozan duyguyu nasıl yönetmeli? Kitapların ve filmlerin yardımıyla akıl yürütüyor, Othello’dan başlayıp Kefaret’e dek uzanıyor, didikliyor, anlamaya çalışıyoruz.
Bir yanıt yazın